Saturday, May 12, 2007

Yorulmak...

Uygulanamayan planlar ve bir turlu yakalayamadigim bir zaman...Genis zamanda yasamaya calisirken simdiki zamanin bile gerisinde kalmak...Sabah 11'de bilgisayarin basina oturup arastirma yapacakken yine baska konulara dalmak. Teknolojiyi ve interneti bir kez daha takdir edip konsantre olmaya calismak. Hmmm etnik catismalar, dogru, aslinda hicbiri etnik temele dayanmiyordu. Somurgeciler giderken gucu kucuk gruba birakiyor ve kalanlarla yasadiklari guc catismasinin icinden de boylece siyriliveriyordu. Tamam bir odevin konusu bu olsun. Devam. Tezin proposalini yazmak lazim, yok mu bu kelimenin Turkcesi? Neyse. Duvar...duvar...Bu tarafi obur tarafi, olusturdugu zihin haritalari, gecen zaman, uzayan kolonlar. Eski duvarlar? Evet Berlin, Cin, oku, oku. Meksika'ya da mi yapiliyor? Zalimlik bir zamana, mekana ve ture ozgu birsey degil yine gordun!

Hindistan'a gitmek istiyorum. Tum bu ugrastiklarim cok anlamsiz. Gidip dolasalim Khushbu'yla, arka mahalleleri gorelim. Tac Mahal mi? olabilir, hicbirseye siddetle karsi degilim artik. Madem turistiz gorelim gitmisken. ama arka mahalleler? evet hem de belgesel yapalim. Su 3. dunyada belgesel yapma, yardim eli uzatma kliselerini alalim beyaz adamin elinden! Iste Khushbu, yasasin Gtalk: S:What's up babe? Is it hot in India?
K: Not as hot as you sweetie!
S:Oh oh how nice of you. Hold on I can't make it on the 5th, i am not going to be able to finish the damn papers in three weeks, what do you say?
K:Oh, Please we'll write them here, I'll help you.
S:I don't want to worry about colonialism paper in India, you know? OK, are we going to make the documentary? YES! We'll save India. Haha, I want to go to the Ghettos. Here is my idea. All representations of the cities are so commercialized and limited. When we think about New York or Paris we just have images of landmarks we see on the postcards. About the east, we don't even have anything. So now I am doing this project in "ghetto" neighbourhood of Istanbul which looks just like Palestine refugee camps. When you see the photos you are not going to be able to tell the difference. the world order is manipulating our minds, i am manipulating the others'
K: Sounds good, i have all equipment here like camcorder, tripod, don't bother to bring anything
S: OK, I can't wait to come, do you know about the stuff happening in Turkey?
K: I heard the military is taking over the power, is it true? what the hell?
S: You didn't believe me when I told you last summer, there is no freedom, no democracy, no nothing here, people without the capacity of thinking, pretend to be modern and liberal. I get so bored and depressed paying attention to this. Let's discover your ancestors! Do they know you are American or you can act like a total Hindu?
K: They do understand but i survive, what are your plans after India?
S: Some Turkey then West Bank around September, don't worry I'll come to Amman and take you to Gaza. I don't know how the heck we are gonna get in though...
K: Please come, how can I possibly cross the border with three suitcases on high heels and in designer clothes?
S: Hehe, here I am Ms. America, this is going to be quite an adventure. Maybe i should do my thesis in Gaza, but there is no wall there. or there is?
K: Nope
S: Then maybe we can build one, nobody would care
K: That's so mean!
S: OK, OK... I'll email you my reservation details soon, gotta go
K: Be safe

Khushbu sahneden ayrilir, 6 teyzesi ve 83 dayisinin Hindu'yuz demeden yasadigi Musluman sehri Ahmedabad'da 45 derece sicakta, gider adlarini bir turlu ezberleyemedigi akrabalarinin yanina.

Selma hemen daginik dusuncelerine yeniden konsantre olur: Henuz kamuya aciklamasinin mevcut Turkiye kosullarinda uygun olmayacagi birtakim siddet icerikli dusuncelerini, balkonda ona sevgiyle bakan annesine anlatmaya girisir. "Anne, sence teror orgutleriyle ordularin farki ne?" "Biri ideolojisi icin yapiyor, biri mecburiyetten herhalde bilmem ki" Ya anne biraz dusun, derinlemesine, iki tarafta da mecburiyet var iki tarafta da adanmislik var, araclar ayni, davranis bicimleri ayni, vs. vs. vs. "Ya ne olurdu sanki psikolog olarak calissaydin, soyle herkes gibi gidip gelseydin isine, ne yoruyorsun kafani bu islere" "Hhehahehaha"

Odasina doner, Filistin bloguyla ugrasmaya baslar, biraz cevirir, biraz duzeltir, bir ara gidip Ingilizce ogretir, doner blogu degistirir, printerin calismadigini gorup sinirlenir, kirtasiyeye gider ve kalin yapraklari olan bir defter ister. Zavalli amca da gider kalin bir defter getirir, ilkinde guzelce tekrar anlatir ne istedigini "Oyle degil yaw, yapraklari kalin olacak, sayfalarina fotograf yapistiricam, yok mu cocuklarin sanat sepet defteri, oyle bisey" " O yok ama kalin kapakli var" Vardir tabi kalin kapakli, ben neden konusuyorum ki, nasil anlaticam, niye anlasamiyoruzzzzz, eve doniyim ben!

Doner yine inine doner oturur bilgisayarin basina, karni acikmistir ama kalkip da yemek yapacak degildir herhalde, su icer biraz tutar su, bir saat sonra iyice acikir, bir paket cips bulur onu yer, devam eder okumaya ve arastirmaya. Telefon calar, Ankara'dan eski ev arkadaslari ararlar, bir aradalardir, biri evlenmis hamiledir, digeri kariyer sahibi bir tercuman olmustur, hala cok tatlilardir ama artik ayni duzlemde degilizdir ne yazik ki.

Bir baska arkadasi arar, Sapanca'dayim gel der, odev yapiyorum basimi kaldiramiyorum der, oyle yorgun ve ictendir ki bunu soylerken kendi bile inanir.

Dunku toplantidaki bazi ogrencileri dusunur, entelcilik oynayan zavallilari. Hicbir siyasi ve ekonomik gucu yokken "Israil soyle yapsin, Filistin boyle etsin' diyerek dunyayi degistirebilecegini sananlari. Aklini eglendirmek icin, huzunlerine nesne bulmak icin Filistin'i kullananlari, yine sinirlenir kendi kendine. Youtube'dan bir video seyreder kendine gelir hemen.

Kendisinin duygularini asagilikca suistimal ederek "yarin hemen gondericem" diyerek 40 milyonunu yuruten adami arar, adam kesinlikle acmaz telefonunu, kendisini blounda desifre etmeye cok yaklasir ki son anda vazgecer, bumerang kuralini hatirlar, duygularina hakim olur, ofkesinin yonunu degistirir.

Wordpress'i kesfedip butun blog u oraya tasimaya kalkisir ama yanlis blog u tasir, saatlerce onlari siler, digerlerini yapistirir, etiketleri duzenler, sistemi anlamaya calisir ve sonunda epey ilerletir. Saat gece 2.19 olmustur. Galiba artik cok gectir odeve baslamak icin, yeni ve umut dolu bir gunun hayaliyle saygilar sunarak ayrilir sahneden...

No comments: